19 Mayıs 2011 Perşembe

Sılaya Özlem























Yayla çiçeğinin kokusu gelir,
Almanya’dan, Ankara’dan ses verir
Giden kervan döner sende ne bulur,
Gülü olan toprak gibi Sivrialan,
İlkbaharda yaprak gibi Sivrialan.

Viran kalmış haneleri şenlenmiş,
Toprak damlar konak olmuş ellenmiş,
Yoksulları bülbül gibi dillenmiş,
Balı olan kovan gibi Sivrialan
Seni anlar duyar gibi Sivrialan.

Hacı Bektaş, Atatürk’le akarsın
İnsanlığa Kâbe diye bakarsın
Hasta düşsen Veysel olur kalkarsın
Kaynağı olan göller gibi Sivrialan,
Yar elinde diller gibi Sivrialan.

Emlak diyarında bir tek değilsin,
Açık duran gönül kapın bilinsin,
Sevgi selin her yürekle büyüsün,
Sılaların ocağısın Sivrialan,
Anaların kucağısın Sivrialan

Kerem için Aslı gibi güzelsin,
Beserek’le, Güldede’yle yücesin,
Bu gönülde yıldızlı bir gecesin,
Sana varır görür gibi Sivrialan,
Yollarında yürür gibi Sivrialan.

Karlıdağ’larınla bilinmez misin?
Âşık Veysel’inle silinmez misin?
Madımak’la yandın dirilmez misin?
Yağmur olan bulut gibi Sivrialan,
Yarınlara umut gibi Sivrialan.

                         Karlıdağ Ali



Hiç yorum yok: